Responsive Reklam Alanı

Gelecekte Bizleri Bekleyen İnternet emresupcin - İleride Bizleri Nasıl Bir İnternet Bekliyor?Merhaba arkadaşlar,

Her geçen gün artmakta olan İnternet teknolojileri ile yeni bir kullanım politikaları karşımıza çıkmakta. Kullanım politikalarının yanı sıra günümüzde İnternet’in henüz olgunlaşma dönemini yaşıyoruz. Geleceğinden bahsetmek için ise biraz geçmişini irdelemek gerekir. Bilindiği gibi internetin altyapısı Network’ tür. Küçük ev ve işyeri ağları nasıl ise internet de dünya için aynıdır diyebiliriz. Türkçe anlam itibarıyla “Uluslararası Ağ” olarak tanımlamak mümkündür.

 

 

1999 yılının sonlarına doğru tanıştığım İnternet o sıralar yararlı yönde kulllanılmaktan ve araştırmacılıktan çok, sohbet amaçlı kullanılan, meşhur IRC #zurna odasında sabahlayan, adeta “Sabahçı Kahveleri”nin sanal versiyonu olmuştu. İnsanlar gerçek hayat dışındaki bu sahte ortamda farklı kişilikler olmayı sevmişlerdi. Tabiri caizse tam anlamıyla bir bilgi çöplüğü ile karşı karşıyaydık. GOOGLE arama motoru 1998′ de kurulmuştu, ama yeteri kadar tanınmıyor olması bilinçli kullanıcılar için büyük bir kayıptı. Nihayetinde 2001-2002 yılından sonra GOOGLE bir devrim yaparak İnternet’te arama motorları bazında tekel olmaya başladı. Bu bilgi çöplüğünde aradığımızı en hızlı şekilde bulabilmemiz için işe koyulmuşlar ve başarıya ulaşmışlardı. GOOGLE’ın bu atağından sonra daha kaliteli internet devri başladı. Örneğin web tasarım yapmak için gerekli kaynak siteleri bulabilmek oldukça kolay olmuştu. Artık İnternet, sohbet gibi lüzumsuz işlerden ziyade iyi yönde de kullanılmaya başlanmış, WEB başlı başına bir sektör olmuş, bu işin uzmanları para kazanır hale gelmişlerdi.

 

WEB’te sadece site sahipleri ziyaretçilere içeriği sunabiliyorken yine sektörde ses getirecek olan WEB 2.0 tarzındaki siteler boy göstermeye başladı. Bu sayede artık siteye, site sahiplerinden çok ziyaretçiler hükmediyorlardı. WEB 2.0 sürecinde görselliğe de önem verildi. Enteresan web şablonları, ikonlar, clipartlar ve hatta profesyonel fotoğraf çekimleri online olarak satışa sunularak sanal mağazalar oluşturuldu. Bütün bunların sonucunda Web Programlama, Web Tasarım ve günümüzde sadece CSS ile dahi uğraşan meslek dalları ortaya çıktı.

 

Bu mesleklerden başka çok ilginç olan bir meslek dalı ortaya çıkmaya başlıyordu ki bunun adı da: “Postçuluk”tu. Evet, evet, yanlış duymadınız. Genelde öğrenci kesimi içine alan bu meslek ya da meslek olmaya yüz tutmuş meslekçik, web sitelerini özgün verilerle doldurmak isteyen kişi gruplarından oluşmaktaydı.

 

PHP’ de “$_POST” şeklinde sürekli uğraştığım form değişkenlerinin farklı manada bir meslek olacağı aklımın ucundan değil, hücresinden bile geçmemişti doğrusu. Üzerinde çalışılsa çok iyi de espri malzemesi olabilecek bir daldı.

 

İnternetin bu süreç zarfında gelişmesini tetikleyen bir faktör ise ADSL idi desek herhalde yanılmış olmayız. 2003 yılından sonra ismini çok sık duymaya başladığımız ADSL ile artık yüklü telefon faturalarından kurtuluyor ve aynı zamanda sınırsız internet keyfini yaşıyorduk. 56K ile kıyasladığımızda bizim için gerçekten de “JET Hızında İnternet” idi.

 

Hızlı internet dönemi başlayınca medya (ses, video) eğlence içerikli web siteler doğal olarak arttı. Burada ilk akla gelen Youtube’ u zikretmeden geçmek olmaz. İnsanlar artık evlerinde çektikleri ya da çok ilginç buldukları videoları internet ortamına yüklüyor, başkalarının izlemesini sağlayarak kendilerini farklı bir şekilde ifade edebiliyorlardı. Hatta bu şekilde kendini gösterip “En fazla ben tıklandım” deyip ünlü olanlara hepimiz şahit oluyorduk. Bunun yanı sıra bu tarz siteler sayesinde artık kaçırmış olduğumuz televizyon programlarını ya da dizilerini anında izleme fırsatını buluyorduk. Tabii yakında televizyon kanallarının eylem yapıp: “Reklamsız internetten izlemeye hayır!” demedikleri sürece…
Günümüzde bunlara yeni bir çok unsurlar katılarak ilerlenirken cep telefonları, 3G gibi faktörler de internetin kullanım alanını bir hayli genişletmişti.

 

Ancak sadece internet değil söz konusu olan, çünkü ona paralel olarak gelişen muazzam bir teknolojinin bizi beklediğinden eminim. Geleceğin internetinde en önemli gelişmenin cep telefonlarında olacağını tahmin ediyorum. Dikkat etmiş iseniz “Cep Bankacılığı”, “Cepten MSN” gibi tabirlere artık alıştık. Cep telefonunun tercih edilme sebeplerinden biri de sanırım bilgisayardan daha ucuz olması olacak. 2009 yılı sonundaki 3G gelişmesi cep telefonuna verilecek desteğin altyapısını oluşturmakta. Gelecekte örneğin bir dişçiye gidecek isek randevumuzu cep telefonundaki yazılım sayesinde alıp hem mobil teknolojinin keyfini sürüp hem de bir çok kolaylıktan faydalanacağız.

 

Biraz daha ileri gidecek olursak; geleceğin evlerini akıllı evler oluşturacak. Bunlar günümüzde de mevcut, ancak ölçüsü milyon dolarlar ile maalesef. Örneğin böyle bir sistemde işten eve gelmeden önce laptop’ımızdan internet aracılığıyla evimize bağlanıp, hangi odanın kaç derece sıcaklığı olmasını istediğimizi, hangi odanın ışığının açık olmaması gerektiği gibi şeyleri tek tıklama ile ayarlayabileceğiz.

 

Sabah işe giderken (özellikle bayanlar) ayna karşısına geçip “Ne giysem acaba?” derdi son bulacak. Belki de boy aynanız size çeşitli modellemeler yaparak seçim yapmanıza yardımcı olacak.

 

Berber ya da kuaförlerde “Nasıl bir model istersiniz efendim, şuradaki panele bakarak tercih edebilirsiniz?” sorusu sorulacak ve siz de muhtemelen kendinizin 3D modellemesini birebir ekranda görerek saç stillerine bakacaksınız ve sonuç olarak size hangisi yakışıyor ise onu seçip kendinizi kuaförünüzün maharetli ellerine bırakacaksınız. Vazgeçemediğimiz futbol maçlarını belki telefonumuzdan, belki kol saatimizden, belki de gözlüğümüzden izleyebileceğiz.

 

Garson yemek menüsünü getirdiğinde dokunmatik ekranda menüler arası geçiş yapabilecek, istediğimiz yemeği tıklayıp sipariş verebileceğiz. Kimbilir, sesleri nasıl hoparlörden dinliyorsak, kokuyu da aktaran bir teknoloji ile bir yemek sitesinden lahmacunun kokusunu hissedebilecek, sepete atıp ödemesini yaparak en yakın lokantadan yemeğimizin gelmesini bekleyebileceğiz.

 

İnternet ya da bluetooth yardımı ile arabamızı çağırabileceğiz, gidip benzinini almasını isteyeceğiz, sese duyarlı yapısı ile çalınması gibi olaylar da belki sona erecek. Hatta Matrix ve ardından Avatar gibi dev bütçeli filmlerde ele alınan başka dünyaya geçiş kavramları mümkün olabilir. Belki insanlar Bruce Willis’in Suretler filmindeki gibi istediği sureti taşıyan bedeni yönetebilecektir. Şimdilik hayal gibi görünüyor, ancak günümüzdeki teknoloji de bizler için bir zaman hayaldi. Commodore 64 döneminden şu ana kadar baktığımda bu hayaller bize sadece 10-20 yıl kadar uzakta.

 

Sonuç olarak teknoloji ve internet sektörü geliştikçe yeni mesleklerin ortaya çıkması kaçınılmaz. Hayatımız gittikçe kolaylaşacak, istediklerimizi daha hızlı ve kolay elde edebileceğiz, ancak bütün bunların da bir bedeli olacak mı, orası meçhul.

Paylaşmak Güzeldir
Yazar
Yazar
İşte Yararlı 11 Windows Kısayolu ve İpucu! Android Uygulama Güvenilirliği!
Benzer Yazılar
Bir yorum yazın
Siz de düşüncenizi belirtebilirsiniz.

Emre Supçin * Ecceplus WordPress Themes